EMEK2021 web - Flipbook - Page 13
temel gıda ürünündeki artışlar alım gücüyle ters orantılı bir şekilde gerçekleşiyor. Resmi enflasyon bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 19,3
artış gösterirken, gıda fiyatlarındaki artış yüzde 29,8 oldu. Gelirinin üçte
birini gıdaya harcayan emekçiler için, asgari ücretteki artış oranı (yüzde
21,5) oldukça düşük kaldı. Asgari ücretli geçtiğimiz yılın bu ayına göre
konut giderlerini karşılamada sorun yaşamaktadır. Asgari ücretin artan
alım gücünü reel olarak yüzde 6,2 oranında kaybetti. En fazla alım gücü
enflasyonla eridiği, yaşam koşullarının giderek zorlaştığı ve temel ihti-
kaybı yaşanan gıda grubu yüzde 17,4 ile sıvı ve katı yağlar olurken, seb-
yaçlarını bile karşılamakta zorlanan işçiler, yüzde 30’lara ulaşan bu zam
zelerde alım gücü kaybı yüzde 10,3’e ulaştı. Asgari ücretlinin geçen yılın
girdabında bir de kontrolsüz kira artışlarıyla mücadele etmek durumun-
aynı ayına göre süt, peynir ve yumurta grubunda da yüzde 8,7’lik bir
da kaldı. Son günlerde artan kiralık ev sıkıntısı da bu sorunun yeni bir
kaybı söz konusu iken, ette alım gücü kaybı yüzde 6,3, meyvede yüzde
boyutu olarak hem işçileri hem de üniversite öğrencilerini zorlamakta-
3,6, ekmek ve tahıl ürünlerinde yüzde 1,7 olarak gerçekleşti.
dır. İnsanî koşullarda barınmak anayasal hakken, öğrenciler başlarını
sokabilecekleri bir çatı altı arıyor. Yoksul gençler, zor koşullarda hayatta
Eğitimde Fırsat Eşitliği Yok, Masraf Eşitliği Var!
kalmakla okulu bırakmak arasında tercihe zorlanıyor. Üniversite sayı-
Ekonomik kriz sadece tencereleri değil, asgari ücret ile geçinen mil-
larını artırmakla övünen iktidar, kervan yolda düzülür mantığıyla, açtı-
yonlarca çalışanın öğrenci çocuklarının okul çantalarını da etkiledi. Eği-
ğı üniversitelerin nitelikli eğitim ve barınma gibi temel sorunlarına dair
tim malzemelerinde yaşanan fiyat artışı yüzde 60 oranına kadar yüksel-
bir çalışma yapmıyor. Yurt ya da kiralık ev bulamayan gençlerin hayat
di. 2018 yılı Eylül ayında ailelerin okul başlangıcı için yaptıkları masrafın
pahalılığı ve geçim sıkıntısı da umutsuzluğunu katlayarak çoğaltıyor.
ortalama 350 TL iken 2021 yılı Eylül ayında okul başlangıcı masrafı yüz-
Gençler ulaşım, barınma, temel gıda ihtiyaçları, ısınma ve kitap masraf-
de 27’den fazla artışla ortalama 445 TL’ye yükseldi. Kıyafet, çanta, ayak-
ları arasında borçlanarak okumaya çalışıyor.
kabı gibi masraflar da eklendiğinde okul masraflarının bu giderlerin kat
İşsizliğin oldukça yüksek olduğu ülkemizde, asgari ücret ile yaşamı-
ve kat üstünde olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca MEB tarafından ücretsiz
nı idame ettiren işçi ailesinin çocuğunun bu hayat pahalılığında okuma
olarak dağıtılan ders kitaplarının nitelikli içerik bakımından tartışmalı
şansı azalırken, sorumsuz günübirlik politikalarla gelecekleri karartılıyor.
olduğu düşünüldüğünde, kaynak kitap kullanmak zorunda olan öğrencilerin bu kitaplardaki fiyat artışı dolayısıyla da mağdur oldukları görül-
Nasıl Bir Yaşam?
mektedir. Sınav odaklı eğitim sistemimizin ihtiyaçlarına yetersiz kalan
Emekçiler ile “varak sever” azınlık arasındaki gelir uçurumu gittikçe
ders kitaplarına alternatif olarak almak zorunda kaldığımız kitaplar için
artarken, iktidar sahiplerinin gözünü kulağını kapatıp her probleme sa-
Türkiye’de yeni bir sektör oluşurken bu alandaki pahalılık da işçiler için
dece inkâr ederek yaklaşması, sorunların üzerini örtemiyor. “Barınma
ağır bir külfet oluşturuyor.
sorunu yoktur” demek, gençlerin sokaklarda, banklarda uyumasını ya
da okulu bırakıp evine dönmesi gerçeğini ortadan kaldıramadığı gibi,
Mülkiyet durumu (%)
marketlerde fiyatların çok ucuz olduğunu söylemek de, emekçinin alım
gücünü artırmıyor.
Ev sahibi
58,8
Kiracı
25,6
için öncelikli olarak herkesin insanca yaşayabileceği bir ücret düzeyi
Lojman
1,3
sağlanarak gıda, eğitim, sağlık ve barınma hakları olmak üzere temel
Diğer
14,3
Barınma Sorunu: Nüfusun %68,4’ü
Konut Masraflarından Şikâyetçi!
Son bir yılda hızla artan ve artmaya devam eden konut fiyatları ve kira
artışları işçileri her gün biraz daha zorlamaya ve yüklerini artırmaya devam ediyor. TÜİK’e göre toplam nüfusun yüzde 41,2’si ev sahibi değil ve
bunun yüzde 25,6’sı kiracı. Yani her dört kişiden biri barınma sorununu
kira ödeyerek karşılıyor.
TÜİK’in (2021) araştırmasına göre de toplam nüfusun yüzde 68,4’ü
Eşitsizlik, adaletsizlik ve bunun sonucu olan yoksullukla mücadele
hakların adil ve herkesin ulaşabileceği bir düzeye çıkarılması gerekir.
Bunun için de demokrasinin güçlendirilmesi, katılımcı ve kamusal ekonomik yaşamın yeniden inşa edilmesi ve üretim ekonomisinin hayata
geçirilmesi gerekmektedir. Ülkenin tüm kaynakları ve geliri, bir avuç
sermaye sahibi için değil, halkın tamamı için harcanmalıdır. Özellikle
başta asgari ücret olmak üzere, işçinin gelirinin yaşamını sürdürebilecek düzeyde olması için gereken ücret artışlarının yanında, giderlere
yönelik de kira kontrolü, elektrik, su ve doğalgaz fiyatlarının azaltılması
acil yapılması gerekenlerdir. Ayrıca sosyal politikaların uygulanması ve
geliştirilmesi de yoksullukla mücadelede önemlidir.
DİSK/Genel-İş EMEK Gazetesi
13