Oyunda Yönetmen Kim ? - E-Kitap - Flipbook - Page 67
“okumu-okumam” ya da “büyük-küçük”, “zenginfakir”, “kadn-erkek” diye bakmadan, o kiinin söylediini dinlemek için aznn içine doru bütün dikkatimle konsantre oluyordum.
Tabii ki ilk cümlelerini hiç anlamyordum. Çünkü o
kii de azna geleni söylüyordu. Ben o söylediinin
nereden geldiini biliyordum. Onun için de söylediini
anlamam olmam artk beni artmyordu. Çok
rahatlkla, “Anlamadm, biraz daha açk anlatr msn?”
diyordum. kinci kere anlatt zaman biraz daha insan
anlatmna benziyordu. Anlamadm bir ey olursa,
ki oluyordu, “Rica etsem biraz daha anlatr msn?”
diye anlamadm veya bir anlam veremediim eyleri tekrar tekrar, ben anlayana kadar soruyordum.
Sonunda gerçekten iki insan sohbetine biraz da olsa
ulayordum.
Yaptm çalmalardan sonra yaptm bu antrenmanlar bana yaanan gerçekleri daha net fark ettirdi.
O güne kadar gördüüm kiilere, “eitimli-eitimsiz”,
“fakir-zengin”, “kadn-erkek” diye bakmaya alk
olduum için, böyle baknca zihnimden de sanki
bir fihrist açlyordu. Snflandrmama göre bilgiler
geliyordu. Bu sefer ben de o gelen bilgilere göre ezbere konuuyordum. Sonralar fark ettiim ise daha
korkutucuydu.
Biz, bütün insanlar, böyleydik.
Böylece ben de bütün dikkatimle kendimi takip ediyordum. Ben gözümle gördüümü net mi konuuyordum yoksa azma geleni mi söylüyordum?
67